CHP İstanbul Milletvekili ve TBMM Çocuk Hakları Alt Komisyonu Üyesi Av. Mahmut Tanal, belediyelerin aldığı kararlarda çocukların söz sahibi olması amacıyla kanun teklifi hazırladı.
Tanal’ın TBMM Başkanlığı’na sunduğu teklifin yasalaşması halinde: Çocuklara yönelik kültür, sanat ve sosyal faaliyetlere, çocukların katılacağı spor etkinliklerine, çocuk parklarına ve okulların çevre düzenlemelerine ilişkin Belediye Meclisi kararlarının kesinleşmesi için bir ay içerisinde ilgili belediyenin çocuk meclisinden görüş alınması zorunlu olacak.
DEMOKRASİNİN ÖZÜNDE KATILIM HAKKI VAR
CHP’li vekil Mahmut Tanal’ın hazırladığı Belediye Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin gerekçesinde, demokrasinin özünde katılım hakkının yer aldığının altı çizildi. Gerekçede, katılım hakkının, bireylerin aktif olarak yönetimde söz sahibi olmasını bu sayede ise demokrasinin tam anlamıyla devlet yönetime nüfuz etmesini beraberinde getirdiğine dikkat çekildi. Gerekçede ayrıca, demokrasinin temel değeri olan eşitliğin, bütün bireylerin siyasal olarak eşit görülmesini, bireyler arasında herhangi bir ayrım yapılmamasını, siyasal yönetim sürecine katılım konusunda bütün toplum üyelerinin eşit derecede hak sahibi olduklarını ifade ettiği vurgulandı.
Katılım hakkının birçok açıdan sınırlandırılmasının ise demokrasinin özüne zarar verdiğine, siyasal eşitliğe aykırılık teşkil ettiğine işaret edilen gerekçede, güçlü ve çağdaş bir yönetim anlayışının ancak katılım hakkının etkin bir şekilde bireylere sunulmasıyla varlığını sürdürebileceği, söz konusu bu hakkı çeşitli kriterlerle sınırlandırmadan toplumun her kesimine sunmanın demokratik anlayışın bir gereği olduğu belirtildi.
‘ÇOCUK’ ALGISINDA DEĞİŞİM YARATACAK
Katılım hakkının sunulması gereken toplumsal gruplardan birinin de çocuklar olduğunun hatırlatıldığı gerekçede, bu hak sayesinde çocuk haklarının içselleştirilmesi, toplumsal dinamizme aktarılması sağlanacağı, toplumsal ve bürokratik yapıların “çocuk” algısında değişim yaratacağı dile getirildi.
Yerel yönetimlerde çocuklara verilecek herhangi bir rolün, çocukların toplumsal rolünün ortaya çıkmasında etkili olacağının kaydedildiği gerekçede, “Bu bağlamda yerel yönetimlerde çocuklarla ilgili kararlar alınırken, çocukların görüşünün alınıp kent yönetimine aktif katılımlarının sağlanması, demokratik anlayışa herhangi bir zarar vermeyecek; aksine demokratik bilincin erken yaşta çocuklara aşılanmasını beraberinde getirecektir” denildi.
Yerel yönetimlerde çocukların yönetimde söz sahibi olması, bir birey olarak sosyal ve siyasi rolünün belirlenmesi ve güçlendirilmesi amacıyla çocuk meclislerinin oluşturulduğunun aktarıldığı gerekçede, “Çocuk meclisleri, çocukların sorumluluklarının farkında olmalarını sağlamakta, çocukların çocuk hakları konusunda bilinçlenmesine de katkıda bulunmakla beraber, ayrıca çocukların düşüncelerini özgürce ifade etmeleri, demokratik karar alma mekanizmalarında yer almaları için önem arz etmektedir. Çocukların kent yönetimlerinde fikirlerinin değerlendirilmesi, çocukların toplumda bir birey olarak var olmasını ve topluma katkıda bulunmasını sağlayacaktır” ifadelerine yer verildi.
ÇOCUKLAR KENT YÖNETİMİNDE SÖZ SAHİBİ OLACAK
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilen Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin 12. maddesinin, “taraf devletlere, görüşlerini oluşturma yeteneğine sahip çocuğun, kendini ilgilendiren her konuda görüşlerini serbestçe ifade etme hakkını, bu görüşlere çocuğun yaşı ve olgunluk derecesine uygun olarak, gereken özen gösterilmek suretiyle tanıma” sorumluluğu yüklediğinin, yine aynı Sözleşmenin 13. maddesinin “Çocuk, düşüncesini özgürce açıklama hakkına sahiptir; bu hak, ülke sınırlarına bağlı olmaksızın; yazılı, sözlü, basılı, sanatsal biçimde veya çocuğun seçeceği başka bir araçla her türlü haber ve düşüncelerin araştırılması, elde edilmesi ve verilmesi özgürlüğünü içerir.” şeklinde oluşturulduğunun anlatıldığı gerekçede, Sözleşme kapsamında çocukların görüşlerinin serbestçe ifade edilmesi için gerekli koşulların sağlanması ve çocuğun düşüncesini açıklayabilmesi için özgürlük ortamının oluşturulmasının gerekliliğinin ifade edildiği belirtildi.
5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 4. maddesinin ise çocuğun haklarının korunması amacıyla çocuğun yaşama, gelişme, korunma ve katılım haklarının güvence altına alınmasını ilke edindiğinin aktarıldığı gerekçede, “İşbu kanun teklifimiz ile belediye meclislerinde çocuklara yönelik alınan kararlarda, çocuk meclisinden görüş alınarak, çocukların katılım haklarının ihlal edilmesinin önüne geçilmesi ve çocukların kent yönetimlerinde kendilerini ifade ederek yönetime katılımının sağlanması amaçlanmaktadır” ifadelerine yer verildi.