CHP’li vekil Mahmut Tanal, bir Türk vatandaşının “Muz yiyemiyoruz” çıkışı sonrası Suriyeli sığınmacıların sosyal medyada başlattığı “Muz yeme” akımını değerlendirdi.
Tanal, tepki gösterilmesi gerekenin Suriyeliler değil, İhvancı, öngörüsüz dış politikayla Türkiye’yi uçuruma sürükleyen AKP iktidarı olduğunu söyledi.
Tanal, Millet İttifakı iktidarında Suriyelilerin ülkelerine gönderileceğinin de altını çizdi.
CHP İstanbul Milletvekili Av. Mahmut Tanal, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı. Tanal açıklamasında, Gazi Mustafa Kemal Atatürk döneminde Türkiye’nin tüm dünyanın hayranlıkla baktığı atılımlarına, “Hayırsız mirasyedi” gibi davranan AKP iktidarının Türkiye’yi yoksullaştıran, yalnızlaştıran yanlış politikalarına değindi.
CUMHURİYET, BİR MİLLETİN YENİDEN DOĞUŞUDUR
CHP’li Tanal’ın açıklaması aynen şöyle:
“29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 98. yıl dönümünü kutlamanın gururunu ve mutluluğunu yaşıyoruz.
Cumhuriyet’in ilanı, sadece bir rejim değişikliği değildir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde 29 Ekim 1923’te temelleri atılan Cumhuriyet, bir milletin yeniden doğuşudur.
Türk ulusu, Cumhuriyet sayesinde sultanın tebaası konumundan eşit yurttaş konumuna gelmiştir. Atatürk Cumhuriyeti, başlı başına bir yurttaşlık projesidir. ‘Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür’ nesiller yetiştirmenin gayreti içerisinde olunmuştur. Cumhuriyet’in yarattığı fırsat eşitliği sayesinde eğitim, seçkinci sınıfların ayrıcalığı olmaktan çıkarılıp herkes için temel bir hak haline getirilmiştir.
Büyük Önder Atatürk’ün “Cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir” sözünün hayata geçmesiyle bu ülkede, Urfalı Çoban Mustafa’nın oğlu Mahmut Tanal da yatılı bölge okulu uygulaması neticesinde avukatlık mesleğini ifa edebilmiş, 4 dönem parlamento üyesi seçilebilmiştir.
ATATÜRK’ÜN HAMLELERİYLE TÜRKİYE, GIPTA EDİLEN BİR ÜLKE OLDU
Atatürk ve arkadaşlarının, milletin gücünü arkalarına alarak zaferle sonuçlandırdıkları Milli Mücadele sonrası hayat bulan Cumhuriyet rejimiyle birlikte tüm dünyanın hayranlıkla izlediği devrimlere, yeniliklere imza atıldı.
Savaş yorgunu, virane haldeki memlekette, 15 yıl gibi kısa bir sürede inanılmaz bir dönüşüm yaşandı. Türkiye, dünyanın parlayan yıldızı oldu. Çağdaş altyapıya sahip okullar, enstitüler açılarak bilime ağırlık verildi. Hastaneler kuruldu, doktor sayısı arttırıldı. Yerli aşı üretilerek, zor durumdaki ülkelere yardım eli uzatıldı. Onlarca fabrika açıldı. Yurdun dört bir tarafı demir ağlarla örüldü.
“Köylü milletin efendisidir” düsturuyla hareket edilerek üretim için toprak ve tohum dağıtıldı. Ülkenin tarımsal üretimi gözle görünür bir hale geldi.
Fransa, İtalya, Belçika, İsviçre gibi Avrupa ülkeleri geride bırakılarak, Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı tanındı. Kadın hakları alanında devrim gerçekleştirildi. Barışçıl ve şahsiyetli bir dış politika izlendi. Türkiye, dünyada sözü dinlenen, ciddiye alınan, itibar gören bir ülke oldu.
AKP DÖNEMİNDE CUMHURİYET’İN KAZANIMLARI YOK EDİLİYOR
Ancak ne yazık ki “Hayırsız mirasyedi” gibi davranan AKP iktidarının politikaları yüzünden Cumhuriyetin kazanımları birer birer yok edilmektedir. Atatürk’ün çizdiği yoldan ayrılıp başka bir yola sapan yönetim anlayışından dolayı ülkemiz, karanlığa mahkum edilmektedir.
Atatürk döneminde kurulan fabrikalar ve kurumlar ya satılmış ya da kapatılmıştır. Akıl ve bilim ön plana çıkarılmak yerine itaat kültürü benimsenerek Türkiye’nin ekonomisi uçuruma sürüklenmiştir.
Aziz Türk milleti, yokluk, açlık ve yoksullukla baş başa bırakılmıştır. Üretim kanalları sekteye uğratılarak fakirleştirilen milletimiz, ayrıca ağır bir borç yükünün altına sokulmuştur. Yurt dışından alınan borçlar nedeniyle yabancı borçlulara milyar dolarlarca faiz ödenmektedir.
HATALI DIŞ POLİTİKA YUNANİSTAN’IN İŞİNE YARADI
İhvancı, öngörüsüz dış politika neticesinde Türkiye, dünyada yalnızlaştırılmıştır. Kavga edilmedik komşu ülke bırakılmamıştır. AKP iktidarının dış politika hataları, Yunanistan gibi ülkelerin işine yaramıştır. Türkiye’ye karşı cephe genişletilmiştir.
SURİYELİLERİN “MUZ YEME” AKIMI
Mülteci, sığınmacı, göçmen deposu gibi algılanan Türkiye, milyonlarca yabancı devlet vatandaşının yükünü de sırtlamak zorunda bırakılmıştır. Özellikle Suriyeli sığınmacılar ve Afganistan’dan gelen yasa dışı göç, ne yazık ki iç güvenlik ve milli güvenlik sorunu haline gelmektedir.
Kentlerimizde, semtlerimizde, mahallelerimizde, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını rahatsız eden ciddi bir Suriyeli gettolaşması oluşmaktadır. Zaman zaman bizleri üzen hadiseler yaşanmaktadır.
Bir Türk vatandaşının “Suriyeliler bizden iyi geçiniyor. Biz muz yiyemiyoruz” demesinin ardından bazı Suriyelilerin, sosyal medya platformlarında “Muz yeme” akımı başlattığı görülmüştür. Tepki çeken görüntüler sonrası iktidar, yanlış adımlarla Türkiye’yi sığınmacı sorunuyla tanıştırmamış gibi davranarak, ‘suçlu’ olarak gördüğü muz yiyen 7 Suriyeli genci sınır dışı etme kararı almıştır. Halbuki “muz yedikleri” gerekçesiyle Suriyeli sığınmacıları sınır dışı etmek, insan haklarına aykırı bir tutumdur. İktidarın bu gayri ciddi hamleleri, topu taca atmaktan başka bir şey değildir.
SURİYELİLERE KIZMAYIN, AKP’YE SINDAKTA DERSİNİ VERİN!
Sığınmacı meselesine kalıcı çözüm gerekmektedir. Öncelikle yurttaşlarımız, aklı selimle hareket etmeli, provokasyonlara gelmemelidir. Burada kızılması, tepki gösterilmesi gereken, Suriye sığınmacılar, gençler değildir. Suriyeli sığınmacı sorununun mimarının AKP iktidarı olduğu, akıllardan çıkarılmamalıdır. Sığınmacı politikasını hatalı bulan her yurttaş, ilk seçimde sandık başına giderek, AKP iktidarına gereken dersi vermelidir.
MİLLET İTTİFAKI İKTİDARINDA SURİYELİLER ÜLKELERİNE GÖNDERİLECEK
Çünkü Suriyeli sığınmacı sorunu ancak iktidar değişikliği sonrası çözüme kavuşturulabilecektir. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun da ifade ettiği üzere; CHP’nin dahil olduğu Millet İttifakı iktidarında Suriyeli sığınmacılar davulla, zurnayla, kardeşçe ülkelerine gönderilecektir.
Bu hassas süreçte Suriyelilere, diğer sığınmacılara yönelik her eylem, AKP iktidarının işine yarayacaktır. Sabırla seçim günü beklenmeli ve AKP’ye bir daha oy verilmemelidir.
ATATÜRK TÜRKİYESİ’NDE KARAMSARLIĞA YER YOK: HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK
Cumhuriyet, her şeye rağmen umut demektir, mücadele demektir. Atatürk Türkiye’sinde karamsarlığa, umutsuzluğa yer yoktur. Her şey çok güzel olacaktır! Unutulmamalıdır ki Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır.
Aklı ve bilimi önceleyerek, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmak, boynumuzun borcudur.
Cumhuriyetimizin 98. yaşını kutluyor, Kurucu Liderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarını saygıyla, rahmetle ve şükranla anıyorum.”
